Brezilya´da Amazonlardan başka bir şey görmedi gözüm.
O ne büyük ırmak, o ne uçsuz bucaksız yeşillik. Boşuna dünyanın akciğeri dememişler. Gerçi yakında verem olma tehlikesi de var ama, yağmur ormanlarının içinde dolaşmak, kimi geceleri dağda geçirmek, hayal edilmesinden daha güzeldi...
Arjantin´de daha çok yakın tarih çekti ayağımdan. Atmosferin üzerinde bir de tango tabakası vardı. Arjantin´de tango dinlemek domatesin hormonsuzunu yemek gibi bir şeydi.
Şili´de de biraz yakın tarih biraz da Neruda vardı. Neruda´nın evinde Türkçe´nin Nazım Hikmet´in dili olarak bilinmesi ne güzeldi.
Nikaragua, gençlik yıllarımızın sandinolarıyla kucaklasaydı beni keşke. Ama, zengin mi zengin bir doğanın ortasında fakir mi fakir insanlarıyla karşıladı. Guatemala´da, sömürge dönemi yapıları ve Mayaların torunları vardı. İnsanların yüzü topraktan ´Maya´lanmış; el, ayak, baş olmuştu. Öylesine yerel duruyorlardı.
Format | :Kitap |
Barkod | :9789756747834 |
Yayın Tarihi | :2005-01-01 |
Yayın Dili | :Türkçe |
Baskı Sayısı | :1.Baskı |
Sayfa Sayısı | :309 |
Kapak | :Karton |
Kağıt | :2.Hamur |
Boyut | :135 X 195 |
Yazar | : | Mustafa Balbay |