Cemal Borandağ, Kahramanmaraş, Pazarcık'ta doğdu. Zeki ve yetenekli bir çocuktu ve İstanbul Kuleli Askeri Lisesi sınavını kazandı.İleriki yıllarda, yurdun değişik yerlerinde ve Kıbrıs Barış Harekatı'nda görev aldı.Tüm görevlerini büyük bir sorumluluk bilinciyle yerine getirdi.Yürekli, özgür, her şeyden önce vatanını, milletini seven, hak ve adaletten ayrılmayan bir insan olarak yaşadı.Her zaman Büyük Atatürk'ün, Türk gençliğine armağan ettiği, ilke ve devrimlerin savunucusu oldu.Askerliğin yanında, örnek bi

Kuş Kanatların aceleciliği Yüreğimi dara sokar Acımam haline Kıskanırım tüm kalbimle Kuş hürdür, uçar Ben pervane olmuşum Aşkın Işığım Ölümüme koştuğum

Birden, ardına kadar açıldı odanın kapısı. Halime, babasının içeriye giriş şeklinden, yine dayakla sonuçlanacak bir anın ortasında olduğunu hissedince yataktan fırlayıp, sobanın arkasına sığındı. Hep oraya sığınırdı zaten. Ve daima, kasnakta işlenen bir kanaviçe olurdu sobanın arkasında. Ve hep mavi nakış ipi bulunurdu, işlediği iğnenin ucunda. Gök mavisi, dere mavisi, gece mavisi... Hep mavi işlerdi, Halime. İşlerken de, hep gök mavisi bir elbise hayal ederdi üzerinde. Masmavi bir elbise. Hatta bazen o kad

Kitabı inceleyen okuyucu, erdem kavramı etrafında dönen bir büyüme ile karşı karşıya gelecektir. Bu kitap, roman tekniğindeki klasik gerçekçi tavrı, olumsuz ütopyaları duyumsatan bir başka tavırla birleştirmeye çalışıyor. Bunu yaparak okuyucuya bir yandan aşina olduğu bir metin okuduğu izlenimi verirken, diğer yandan bu aşinalığı boşa dönüştürerek onu yabancılaştırıyor. Bildik mekanlarda dolaştığını ve aşina olduğu olaylar içinde yol aldığını düşünen okuyucu, bir süre sonra bu aşinalık hissinin kırıldığını

yaşamak, ödünç bir ceket gibi sırıtıyor beni bir güzellik yap kendi güzelliğinin harici öldür beni esmer. ben üstlenirim cinayeti

o serüvenin kahramanları sabahı kalmayan çöl tedirginliği aysız zaman sıkıntısı gürültülü ırmağa dingin başkaldırı sızımızdı

Papirüs Türk Edebiyatnın yeni yüzü olmak amacıyla çıktı. Cemal Süreyanın hepimize selamı var. Hoşgeldik, yeniden merhaba; Türk şiirinde yeni bir sayfa açmak için. Yalnızca birkaç renk değil gökkuşağı için, merhaba!

Bütün bu sular çekilince oluşacak büyük yarıkları düşün Dilsiz ve renksiz resimlerin seni incitecek suskunluğunu Denize girer gibi alıştığımız ıslak tenimizi Uzakların kıyısında İçimizde kılıf bulacak tuz ırmağını Ve güneşe dolacak Kimsesiz gölgeleri düşün. Bütün bu sular çekilince ayın girecek yatağı Elmanın düşecek serinliği, bedenin terli yatağı olmayacak; Sular çekilince nedenli şeylere sessiz kalınmayacak mesela Bir dalı nedenli kırılıp atılacak saksıdaki sardunyanın.

2008-2009 yıllarında yazılan, hiçbir yerde yayımlanmamış şiirler toplamı Paçalı Bulut. Usta şairin geldiği yeri işaretliyor: Sade, yalın, yalınlığın derinliğine ulaşan incelikli şiirler. Dünyada olmanın acısı, hüznü, umutsuzluğu, sevinci var bu şiirlerde; eşitliğin dilini arayan bireyin kurduğu sağlam bir yapı anlayışı. Varoluşun sıkıntı ve umudu, tinin yürüyüşü hissediliyor. İmgenin imkânlarını kullanarak, doğayla bütünleşen insanın sesini duyuyoruz. Dünyanın, algıladığımız kadar olmadığını görüyor

açık denizler gibidir yazın insanın içine dolar kiri pası öfke ve hasedi temizler yerine erdemi aşkı ve insanlığı koyanlar yazar tayfasından sayılmalıdır şiir / hikaye / roman suya hasret sünger gibi içine çekmelidir insanı

yepyeni bir kitabın içindeyiz tanrı bize seviniyor ağzın ağzımda telaşsız günler uzamaya başladı sevgilim evsizler gülüyor alıp gel hepsini kutsayalım gecemizi soframızda sarhoş

Sayıklamalar bizi büyük bir kötülüğün koynuna bırakacaklar ve umrunda bile olmayacak sahiplenildik mi terk mi edildik gövdesinde bir karganm oturup derimizi geçireceğiz bu defa ruhumuzun dışına inan ki yapacağız bunu, ben tırnaklarımla severken bir pürüzlü duvarı içiniz geçecek içinizden ¦ sizin içinizden titrek sesli bir kadın ve biraz korkak gibi , biraz her şeyden habersiz gibi ıssız ve kendi halinde bir ölüm geçecek ama hepiniz bana büyük bahçeler sunmaya niyetli ama hepinizin çatısından büyük bacaları

Eser Hakkında Tanıtım TİYATROYLA İLGİLİ HERŞEY sloganıyla çıkan seçkinin yedinci sayısı çıktı. Özdemir Nutku, Zehra İpşiroğlu, Gülsün Odabaş, Ragıp Ertuğrul, Ayşe Zeliha Yener, Kerem Özel, Nihal Kuyumcu, Ayşegül Yüksel, Selen Korad Birkiye, Haluk Yüce, Kim Woo Ok, Pınar Toker, Cengiz Özek, Zeynep Günsur, Süreyya Karacabey, A. Şule Süzük ve Sevda Şener seçkide yazıları ve söyleşileri olan isimler. Oyun 7 Türkiye´nin en iyi tiyatro seçkisi olma özelliğini bu sayısıyla fazlasıyla hakediyor.

Bazen neden şiirle bu kadar iç içeyim, ya da neden başka sanatlardan biri değil de şiir sanatıyla bu kadar iç içeyim diye düşündüğüm olmuştur. İlk başlarda şiir okuma, yazma işleriyle çok uğraşmanın doğal sonucu olarak görüyordum bunu. Ama daha sonra bu tavrımın şiire olan özel ilgimi değil, tersine zaten var olan şiire düşkünlüğümün bu tavrı yarattığını anladım. Dahası sanatlar içinde, şiir sanatına olan bendeki bu düşkünlüğün pek çok kişide öne çıktığını gördüm. Kimisi düzeyli, kimisi düzeysiz, kimisi der