Yıllar yıllar önce Fatih Sultan Mehmet han bir fidan dikti ve şöyle bir dua etti: Ey fidan, büyüyüp serpilesilesin, koca çınar olasın. Köklerini tüm İstanbul'a salasın. Evelallah, sonra da bu şehri fetheden kahramanların torunlarıyla birlikte koruyasınız. İşte o günden sonra fidan büyüdü, koca bir çınar oldu. Köklerini tüm İstanbul'a saldı. Nesilden nesile nice yiğitler de bu şehri korumada ona yardımcı oldular. Onlara İstanbul Muhafızları dendi. Günümüzdeki muhafızlar da Mehmet ve arkadaşları oldu. Gürgen

Yıllar yıllar önce Fatih Sultan Mehmet han bir fidan dikti ve şöyle bir dua etti: Ey fidan, büyüyüp serpilesilesin, koca çınar olasın. Köklerini tüm İstanbul'a salasın. Evelallah, sonra da bu şehri fetheden kahramanların torunlarıyla birlikte koruyasınız. İşte o günden sonra fidan büyüdü, koca bir çınar oldu. Köklerini tüm İstanbul'a saldı. Nesilden nesile nice yiğitler de bu şehri korumada ona yardımcı oldular. Onlara İstanbul Muhafızları dendi. Günümüzdeki muhafızlar da Mehmet ve arkadaşları oldu. Gürgen

Yıllar yıllar önce Fatih Sultan Mehmet han bir fidan dikti ve şöyle bir dua etti: Ey fidan, büyüyüp serpilesilesin, koca çınar olasın. Köklerini tüm İstanbul'a salasın. Evelallah, sonra da bu şehri fetheden kahramanların torunlarıyla birlikte koruyasınız. İşte o günden sonra fidan büyüdü, koca bir çınar oldu. Köklerini tüm İstanbul'a saldı. Nesilden nesile nice yiğitler de bu şehri korumada ona yardımcı oldular. Onlara İstanbul Muhafızları dendi. Günümüzdeki muhafızlar da Mehmet ve arkadaşları oldu. Gürgen

Yıllar yıllar önce Fatih Sultan Mehmet han bir fidan dikti ve şöyle bir dua etti: Ey fidan, büyüyüp serpilesilesin, koca çınar olasın. Köklerini tüm İstanbul'a salasın. Evelallah, sonra da bu şehri fetheden kahramanların torunlarıyla birlikte koruyasınız. İşte o günden sonra fidan büyüdü, koca bir çınar oldu. Köklerini tüm İstanbul'a saldı. Nesilden nesile nice yiğitler de bu şehri korumada ona yardımcı oldular. Onlara İstanbul Muhafızları dendi. Günümüzdeki muhafızlar da Mehmet ve arkadaşları oldu. Gürgen

Eğitim ve öğretim, devletlerin gelecek nesilleri yetiştirebilmesi için vazgeçemeyeceği bir faaliyettir. Osmanlı Devleti, kendinden önce kurulmuş olan Türk devletlerinin meydana getirdiği müesseselerden yararlanarak kendine özgü bir yapı oluşturulmuştur. Osmanlı Devleti'nin oluşturduğu eğitim sisteminin modern hale geldiği 19.yüzyıldan itibaren İstanbul'daki husûsi mekteplerin incelendiği bu çalışmada, eğitim hususunda gayrimüslim ve yabancıların daha gelişmiş olduğu düşüncesine aykırı olarak, Müslümanların

Batılıların, Doğuyu anlama kaygısıyla hazırlanmış kitap, 18. yüzyılın başında Avrupa insanının, Osmanlı coğrafyasına olan yaklaşımına dair ipuçları veriyor. Eser, Jean-Baptiste Van Mourun, Fransız Büyükelçi M. De Ferriolun emriyle çizdiği ve padişahtan başlayarak, yönetici sınıfa mensup kişileri, saray görevlilerini, Osmanlı toplumunu oluşturan farklı etnik grupları ve din adamları gibi önemli tipleri yansıtan resimlerini içermektedir. 102 adet resim ve bunlara ait açıklamaları barındıran kitap, M. De Fe

Osmanlı Devletinin parçalanma ve çöküş süreci içinde bulunduğu bir dönemde padişah olan Sultan II. Abdülhamid, hakkında en çok konuşulan ve günümüzde bile üzerinde tam olarak anlaşma sağlanamayan bir padişahtır. Sultan II.Abdülhamid, bağımsızlık isteğiyle bayrak açan azınlıklara karşı verdiği mücadele ve iç siyasette merkezi idareyi güçlendirmek amacıyla uyguladığı politikalar sebebiyle muhaliflerinin bir numaralı hedefi haline gelmiş, bir çok suikast girişimine maruz kalmıştır. Sultan II. Abdülhamid ile

Çocukların bir gezi macera hikâyesi aracılığıyla İstanbul?u merak etmesini ve tanımasını sağlamak için geliştirilen Geze Toza İstanbul kitap projesi beş kitaptan oluşan bir seri. 9 yaş ve üstü çocuklar için hazırlanan kitapları Fatma Çağdaş Börekci kaleme aldı. Kitaplarda farklı mizaçlardaki çocuklardan oluşan bir sınıfın maceralarını ve onların aralarındaki sıcak arkadaşlık ilişkilerini kimi zaman gülerek kimi zaman hüzünlenerek kimi zamansa merakla okuyoruz. Serideki macera; ana karakterimiz Melike?ni

Rotamız Süleymaniye serinin üçüncü kitabı. Kahramanlarımız Süleymaniye Camisi?nin sırlarını araştırıyor, Mimar Sinan?a hayran kalıyorlar. Şehzadebaşı Camisi?nin bahçesinde koşturuyor, Vefa sokaklarında geziyorlar. Yorulunca da soluğu tarihi bozacıda alıyorlar.

Almanya ve Türkiyenin 31 Ekim 1961de ilk işgücü alım anlaşmasını imzalamasının üzerinden 50 yıl geçti. Geçen 50 yıl içinde Almanyanın her yerinde başarı öyküleri gelişti: Almanyaya gelmiş, burada tutunan ve yuva kuran; burada doğup büyüyen, toplumsal hayata dahil olup çeşitli katkılarda bulunan insanların hikayeleri. Türk-Alman işgücü alım anlaşmasının 50. Yıldönümü Türkiye kökenli vatandaşların 50sinden, yaşam öykülerini ve gelecekle ilgili planlarının bizlerle paylaşmalarını rica etmek için hoş bir vesile