Atiye Kalkan, kısa bir roman ve denemelerin yer aldığı kitabında bu kez aşkın peşine düşüyor ve aşk yoksunluğundan muzdarip, yalnızlık girdabıyla boğuşan günümüz insanının duygularına ayna tutuyor. Aşkı uzaklarda arama hatasına düşen bizlere aşkın her zaman yanı başımızda olduğunu, onu görüp görmemenin bize bağlı bulunduğunu hatırlatıyor. Hani bazen hiç neden yokken, neredeyse durduk yerde içimizden bir ürperti geçer de tüylerimiz diken diken olur ya; işte o an, aşkın bize kendini göstermek için çırpındığı

Okurken en sevdiğimiz mısranın altını çizeriz. Tıpkı kuyumcunun altını işlerken çizdiği gibi... İnsan kendi kalp kapakçığını kaldırmaya cesaret edebilir mi hiç! Bu soruyu kendine sorduğunda hemen bir sayfa aç ruhundan ve hayat kitabının o özgün kokusunu çek ta kılcal damarlarına kadar... Okumak harflerin ufkuna gizlenmiş, mananın ruhuyla izlenmiş sayısız sözcüğü çekip çıkarmaktır sır ağacının köklerinden. Ve yoklukta var olmak, varlığını ise yokluğuyla korkutmaya denk bir tavırdır okumak Bir anla

.... Bütün bu dalga dalga açılıp kapanan varlıklar, onun sanatkâr benliğine, yalnız heyecan vermekle kalmıyor, zihnini de çalıştırıyor ve yeni sezişlerin yanında yepyeni buluşlar da sıralanıyordu. Bekir Sıtkı aldığı küçük not hülasalarıyla her gezintiden biraz daha zenginleşmiş dönüyordu. Hikâyelerinde gördüğümüz iskelet sağlamlığı, mantık olgunluğu ve derin tahliller, işte bu yüzdendir. Adliyeciler, keşif raporlarını, ifade alışlarını, tahkikat evrakını garip bir üslupla yazarlar. Adli vuzuh,

Her dilin kendine has özellikleri vardır. Elinizdeki bu çalışma, Türkçe yazıyı tanıtma ve özelliklerini kısa yoldan kavratmayı hedeflemektedir. Yazım kurallarıyla öğrenciyi boğmadan doğrudan uygulamalara geçtik. Türkçedeki bazı harflerin Arapçada karşılığı yoktur. Böyle harfleri o harfe en yakın ifadelerle tanıtmaya çalıştık. Geçmişte Türklerin kullandığı Arapça harfler ile oluşmuş yazıda bu harfler nasıl ifade edilmiş ise o dikkate alındı. Yazı uygulamalarını sayılar, günler, aylar, atasözleri gibi

Mısır çarşısına vardım, Fındıklı lokum aldım Elimde kırmızı topaçla, Kalabalığın içine daldım. Yürüdüm yürüdüm koştum, Düşlere daldım uçtum Aklım bir karış havadayken, Galata köprüsünden düştüm Balıkçılar gördü, kovaladı, Oltacılar kızdı, azarladı Ben topacımı arar iken, Adalar vapuru kaçtı. Masallar insanoğlunun kendi dünyasını büyülü bir şekilde anlatmak, anlamlandırmak istemesiyle doğmuştur. Yüzyıllardır masalların bir gelenek halinde yaşamasının, günümüze ulaşmasının bir sebebi de budur. Çünkü masal,

Bu kitapta, hayatının baharında, henüz 21 yaşında, çiçeği burnunda sınıf öğretmeni ve henüz iki aylık evli iken geçirdiği bir trafik kazası sonucu omurilik felçlisi olan, ancak tekerlekli sandalyeye mahkum olmasına ve yaşadıkları onca badirelere rağmen 22 yıl süresince birbirlerinden ayrılmayan, büyük bir sevgi ve aşkla birbirlerine olan bağlılıklarıyla bu günlere gelen bir ailenin, yılmadan, cesur, sabırlı, kararlı ve azimli gerçek bir hayat hikayesi ve mücadelesi anlatılmaktadır. DEBİ-DER ile tanıştıktan

Bir rahiya almak için senden , Nicedir bekler bu bahçede bülbül... Ne olur ağlatma bu garibi! Haydi artık yüzünü güldür Aşkın Mecaz Halleri... Aşkın mecaz halleri sadece bir kıvılcımdır. Kalbin içinde yanmaya meyli olan çerağı tutuşturur. Sonradan anlarsın ki; O kıvılcım çakan el değildir, asıl ateşin kaynağı. Senin içindeki başka latifeleri tetiklemiştir o sadece. Yaşadığın acıların, ayrılıkların, elemlerin Fani olan sıkıntıların ve dertlerin Hüznün için gerekli odunlar olduğunu görürsün. Hüzün olmazsa

43 yaşında bir kimya profesörü olan Tolga Tuğ,, Evliliği devam ederken sevgilisinin evine yerleşerek evinden ayrıldı. Eşi, boşanma davası açana kadar hiçbir üzüntü hissetmediği gibi, aksine evliliğinde görmediği sevgiyi, ilgiyi ve coşkuyu görmenin mutluluğunu yaşıyordu. Eşi boşanma davası açtı. Ne oldu ki, boşandığının ertesini günü hayatı alt üst oldu. Bir yıldır sevgilisiyle süren saadet, bir kaç saatte bitti. İyi de neden? Tolga Tuğ, terapiye tam bu dönemde başladı. Her görüşme yoğun bir acıyı orta

DÜŞÜNCE YÖNETİMİ iletişimi mükemmelleştiren metotları ve bilinçaltını etkileyen teknikleri ile güçlü, sağlıklı ve başarılı olmanın yollarını anlatan bir sistemdir. DÜŞÜNCE YÖNETİMİNİ MEVLANAnın düşünceleri, etkili sözleri, insana çok şey anlatan öyküleri ve anlamlı şiirleri ile zenginleştirilmiştir. MEVLANAnın yüzyıllar önce söyledikleriyle şekillenen DÜŞÜNCE YÖNETİMİ prensiplerini daha kolay hatırlanması için

İletişimde her tavsiye ya da çözüm önerisi, buna muhatap olan kişide bir direnç oluşturabilir. Bu direnç, verilmek istenen mesajı, karşı tarafın doğru şekilde algılamasını engelleyebilir.Öykülerin etkisi ise, doğrudan yapılan tavsiyelerden çok daha yüksektir. Çünkü öyküler, ortaya hazırlanmış karışık bir yemek gibidir. Herkes içinden istediğini alır. Ezopun ve La Fontainein öyküleri tüm insanları etkilemiştir. Aynı şekilde Hz. Mevlananın Mesnevisinin yıllardır insanları çok etkilemesinin