Güçlü kişiliğe, güçlü insan ilişkilerine sahip olabilirsinHatta hayata karşı güçlü bir duruşaPeki ya bir gün güçsüz kaldığını hissedersen?Karşılıklı yaşayamadığın aşkınıKarşılıksız yaşamayı tercih edebilir misin?

Öğrendim ki, İnsanın kendiyle yüzleşmesi bir başka insanla yüzleşmesinden çok daha güç ama çok daha öğreticiymiş.Öğrendim ki, Hiçbir acı sonsuza dek sürmüyormuş sadece bazılarıyla daha çok uğraşman gerekiyormuş.Öğrendim ki, Para eksikliği mutsuzluğu etkileyebiliyormuş ama paranın artması senin mutluluğunu arttırmıyormuş daha iyi olaylar yaşayıp daha güzel görünüşe sahip olmakta olduğu gibi...Ve öğrendim ki, Ustaların dediği gibi, 'Yaşamak için bir nedeni olan kişi, hemen her nasıl'a katlanabilirmiş.'

Sarayda bir çocuk nasıl yetişir? Haylazlığın bir sınırı var mıdır? Hangi ceza sizi durdurabilir? Kim olduğunuzu söylemeden kaç arkadaş edinebilirsiniz? Öğrenmeye karşı ne kadar inatçı olabilirsiniz? Peki bunlar Padişah olmaya engel midir?Fatih'in 4-7 yaşları arasında yaptığı çizimleri içeren bir defteri vardır. Yazar bu defterdeki çizimlerin psikanaliz notlarını edinip, çizimlere ait hikayeleri oluşturmuştur.Daha sonra oluşturduğu bu hikayeleri tek bir kurgu ekseninde toplayıp her çocuğun özdeşlik kurabilec

Yarın Dünya'nın son günü olduğunu bilseniz ne yapardınız?İstanbul'da başlayan; bilimin, spiritüalizm ve ezoterik bilgilerin ruhunuzu saracağı nefes nefese bir macera...

Sübyan Mektebi öğrencilerinin kulakları tırmalayan ince sesleri, Müslüman ahalinin ''Yaşa!'', ''Var ol!'' tezahüratlarıyla bastırılıyor, arka arkaya kopan çılgınca alkışlarla meydana gelen bu sevgi seli Papazın Çayırı'nda mücadele eden Fenerbahçeli futbolculara doğru akıyordu. Gür bıyıklı külhanbeyleri, kaytan bıyıklı hovarda gençler, bitirim arabacılar, çeşit çeşit boydan çocuklar, Arap bacılar, sakallı hocalar, yere kilim serip bağdaş kuran kadınlar; kağıt helvacılar, sucular, simitçiler karnaval havasınd

Biz okumazsak devam etmez birilerinin hikayesi.Hiç var olmadan miadını dolduran milyonlarca hikayeden birileri olur onlar da. Belki de birçoğumuz aynı kişilerin hikayelerini anlatıyoruzdur; isimler değişirken, yanı başımızda duran sevgili hakkında yazılan kitabı okuyoruzdur farkında olmadan. Sevgili çok sevmiştir bir başka kadını, yasak bir aşkın hikayesidir okuduğumuz.Yine aynı kitapta yer alan bir yan karakter ya da yoldan geçen adam, bir başka kitabın başkahramanıdır; belki kötü adamdır, belki babasıdır

Doğumundan ölümüne kadar çocukluk evresinden olgunluğuna kadar olan süreci ele alan, bir insanın yaşayıp yaşayabileceği en uç şeyleri bulacağınız bu kitapta, geçmişine çok büyük bir özlem duyan ve ''Mavi ve Siyah'' olmak üzere, ömrünü iki büyük aşk hikayesine adamış birinin dramatik yaşam öyküsüne tanık olacaksınız. Herkes açısından ders niteliğinde olan bu kitabın, zaman ve mekan fark etmeksizin her zaman için sizleri kendine çekmesi temennim ile...Keyifli okumalar.

Ünye'de başlayıp Elazığ'a uzanan, İkizce'de son bulan; gerilim, gizem ve aşk üçgeninde sizleri içine çekecek bir roman...Sevdiğiniz adamın gözleriniz önünde başkasıyla aşk yaşamasına katlanabilir miydiniz? Ya aynı ortamda bulunup ona bir nefes kadar yakınken dokunamamanın vermiş olduğu o acı?Onu ilk defa o çay bahçesine girerken gördüm. Yürüyüşü, duruşu bambaşkaydı. Yanımdan geçti gitti. Beni hiç fark etmedi bile. İkinci defa yine aynı çay bahçesinde arkadaşlarıyla sohbet ederken... Gülüşü, bakışları... Art

Muhammed İsmail Gök'ün eşsiz çizgilerinde hayat bulan Hz. Yunus'un etkileyici hikâyesi.

İnsan ırkı, yüzyıllardır saklı gerçeklerle yaşamaktaydı, ancak bu kitap ile birlikte sırlar açığa çıkmaya başlayacak...Yıllar önce bir arkeoloğun araştırmasıyla bir gizemin daha ortaya çıkması bir oldu, Antony Clear'in, Mısır'da yaptığı kazılar sonucu ruhlar tarafından lanetlenmesiyle gelişen bu hikâye, Antony'nin torunu Chandle'a miras kalmıştır. Yıllarca Chandle'a yardım eden asil ruh Giza Morgan onu hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır. Ta ki okul gezisine katılana kadar... İngiltere'nin Oxford şehrinde yaş

Berk, çok sevdiği Melisa'dan annesinin ihtirasları sonucunda ayrılmış ve başkasıyla evlendirilmiştir. Melisa'dan ayrılmış olmanın üzüntüsünü henüz üzerinden atamamışken eşi ve çocuğunu da trafik kazasında kaybeder. Yaşadığı bu trajik olaylar neticesinde eşine az rastlanır bir hastalığa yakalanmış ve artık sayılı günleri kalmıştır. Oldukça varlıklı bir aileye sahip olan Berk, birçok ülkede tedavi görmesine rağmen yakalanmış olduğu hastalığa bir çare bulunamamıştır. Ülkeye döndüğünde Berk'i görmek için giden

Bu romanı okurken herkesin içinde barındırdığı karanlık tarafa geçişin aslında ne kadar kolay olabileceğini anlayacaksınız ve hatta bununla da kalmayıp kendi karanlığınızı oluşturarak başkalarını buraya nasıl çektiğinize hayret edeceksiniz. Kitapta isimleri geçen herkes gerçek olup olaylar tamamen kurgudur veya kitapta isimleri geçen herkes aslında birer kurgu olaylar ise gerçektir. Bunun kararını sizlere bırakıyorum...

Tik tak... Tik tak... Tik tak... Saat 23.27 Tik tak... Tik tak... Tik tak... Saat 23.26 Saatin tik takları gibi kafasına vuran şey, kendisine söylenen tek bir cümleydi. Bu saat senin saatin olacak ve kolundan hiç çıkaramayacaksın. Ölene dek... Aslında bu cümlede kan donduracak çok şey vardı ama içinde bulunduğu şartları düşünerek saatine bakınca daha da sarsıldı. Saatin kadranı her tıklayışta geriye doğru gidiyordu. Her an biraz daha geriye. Geçmişe, çocukluğuna ve bebekliğini izleyen doğum anına...

Tilki Süleyman'ın evinde birlikte yaşamak zorlaşmıştı. Her tarafı birbirine girmiş bir labirent gibiydi. Cihat, ayrı bir hava üflüyordu neye. Hasan'la Bekir, Lale ile Güllü didişip duruyordu sürekli. Gürsel'le Aliye, daha burunlarının ucunu dahi göremeyecek durumdaydılar. Tilki ile Feride'nin bu aileyi bir arada tutmaktaki zorlukları fark edememelerine imkân yoktu. Herkes sazı almış eline, farklı tellerine vuruyordu mızrabı sazın. Aile ıstıraplar yumağına sarılmıştı sanki. Sonu olmayan, doladıkça dolanan ı

Sevgili Okurlarım... Kalemimden dökülen kelimeler yine kadına dair... Hayat denen zorlu yolculuğu farklı patikalarda sürdüren; beklentileri başka, yaşamları ve kişilikleri taban tabana zıt olan iki kadının serüveni ile karşınızdayım bu sefer. Beril ile İdil'in hikâyesi hayatın içinden; beni etkileyen gerçek yaşam öykülerinden, haberlerden, araştırmalarımdan esinlenerek kurguladığım bir roman. Sizi temin ederim ki yaşadığımız toplumda da dünyada da sayısız Beril, sayısız İdil var... Sınıfsal kökenin, para v

Bahse varım gülmenin en güzel yanı gülümserken burundan dışarı çıkan havadır. Bütün his o havanın moleküllerinde saklı. Bütün sıcaklık onun gizeminde... O ses olmazsa, gülümseyişler boş ve yapmacık bana kalırsa. En çok da araçlar açısından işlek ama yayalar bakımından tenha caddelerde bağıra çağıra söylerdim sözlerini. Fakat müziğin bana hissettirdikleri öyle masallarda yazdığı gibi olmadı. O diyarlar uzaktı bana, benim onları tekrar tekrar yaşamama... Emin misin, beyazlar daha avantajlıdır biliyorsun! B

Kadınlığın yalnızlığıdır pembe! Yaşanan serüvenler, maceralar, başarı ve başarısızlıklar, sadece ayakta dimdik durabilmektir. Tüm olasılıklar geniş yelpazeli özgürlük mücadelesinin hikâyesidir. Rastgele orada burada yazılan yaşanmış hikâyeler Bali'de can buldular.

Güzel bir aşkın ihaneti de güzel olur felsefesi dahi ürkütücü gelse de gerçek bu kadar netti.

Mutluluk denilen şey Kaf Dağı'nda küflenmekte olan yenmesi yasaklanmamış elmadır. Kimi insan elbette Kaf Dağı'nda böyle bir elmanın yetişmediğini bilir. Kimi insan ise var olmayan o elmayı yer, üstüne üstlük bir de yemediği elmanın tadına varır. Size garanti edebilirim; bu hikâyede kayda değer hiçbir şey yoktur. Yalnızca: Anka kuşları emekli olduklarında ne tür kazak giyerler? Kaybolan kol saati nasıl bulunur? Kaybolan kol saati bulunamıyorsa sebepleri nelerdir? Eksik sayfalı kitaplar nasıl okunur? Akıc

Akıllı Öfke, Saldırgan Öfke'ye Karşı ve Kavga Gereksiz! Birlikte Kazanabiliriz. kitaplarının yazarından 2050 yılı Türkiye'sinde geçen bir polisiye-gerilim romanı... Çocukken gözleri önünde annelerinin babaları tarafından bıçaklandığına şahit olmuş psikiyatrist kardeşler Nazlı ve Nazan'ın hikayesi! Türkiye'de 2029 yılında beklenen büyük İstanbul depremi olmuş, yaklaşık 50.000 kişi ölmüştür. Siyasi, sosyal, ekonomik yaraları sarmak için ülkedeki tüm siyasi partiler, milli koalisyonlar dönemini başlatmıştır.