Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 411 kayıt bulunmuştur Gösterilen 340-360 / Aktif Sayfa : 18
... Savaştan dönen bir asker, küçük bir köyden geçiyormuş. Köyün dibindeki duvarlardan birinde, tam on ikiden vurulmuş yüzlerce nişan tahtası görmüş. Asker keskin bir nişancıymış. Bu küçücük köyden kimin bu kadar iyi atışlar yaptığını merak etmiş. Bütün gününü nişancıyı arayarak geçirmiş. Sonunda onun genç bir delikanlı olduğunu görmüş. Genç adamı köyün en uç noktasına kadar götürüp, ona on ikiden vurulmuş hedefleri göstermiş. Bunları sen mi yaptın? diye sormuş. Evet, ben yaptım. diye yanıt vermiş delikan
13 TL.
Tükendi
Gerizevklilik Vardır böyle bir şey; geri zekâlılık gibi olmasa da vardır. Şiire bakarken, eleştiriye bakarken azalan verimler nedeniyle gündemden düşmüş, kağşamış, aşınmış olana bel bağlamaktır. Bunun içine neler girer? StephenKing'i Poe'dan iyi bilmek gerizevkliliktir. Bildiğiniz polisiye roman ya da aşk romanı yazarlarına Balzac muamelesi yapmak gerizevkliliktir. Fizyoloji ve Psikoloji Çok gençken insanlar hakkında tuhaf fikirlerim vardı: Uzun boylu ve zayıf adamların sinirli, güzel kızların nazik ve k
125 TL.
Tükendi
Sen bana neleri öğrettiğini biliyor musun? İnsanın terk edildiğinde değil, unutulduğunda yalnızlaştığını ve unutulmanın insanoğluna verilmiş en büyük ceza olduğunu insanı asıl yalnızlaştıranın, uzağındayken unutulmak değil, yakınındayken hatırlanmamak olduğunu Sen bana neleri öğrettiğini biliyor musun? Başkalarının gözlerindeki ışığı görebilmemiz için, önce kendi gözlerimizdeki karanlığı aydınlatmamız gerektiğini. Ön yargıların insan ruhunun felçli yanı olduğunu. En çok önyargı sahibi insanların, benim kesi
16.67 TL.
Tükendi
Zihindekini doğrudan aktarmak imkânsız olduğundan edebiyat, yazarın veya şairin kastını okura doğruya en yakın bir biçimde aktarabilmek adına kimi edebî sanatlar ve ifade biçimlerini devreye sokmuştur. Zihindekini aktarma biçimlerinden biri olan alegori, dilsel ve sanatsal gerekliliğin yanı sıra, asıl söylenmek isteneni herkesin değil de bir zümre veya grubun anlamasını temin etmek gibi siyasi nedenlerle de kullanılmıştır. Alegorinin en başarılı örnekleri Batıda Le Roman de la Rose, The Faerie Queene, The
30 TL.
Tükendi
Klasikler, ölümsüz olmadıkları için değil sürekli okundukları için de değerlidir. Bizim klasiklerimiz başlangıçta bazı eksiklik ve acemilik taşısalar bile bu onların kurucu olma özelliklerini değiştirmez. Dil kadar hayat da yeniden kurulur onlarda. Dünkü nesiller tarafından ağır aksak da olsa okunan, sevilen ve hayatımızın bir parçasına dönüşen bu eserler bir kez daha ve günün zevkleri ve tercihleri gözetilerek çıkıyor gün yüzüne. Okundukça sevilecek bu eserler dünü selamladığı kadar geleceği kurmaya aday
275 TL.
İstanbul, birbirinden o kadar farklı, hattâ birbirinin karşıtı bu semtler, yöreler aracılığıyla, birçok mimarîyi yan yana, iç içe sunar kentlisine. Göz daima oyalanır; düşünce yenilikle karşılaştıkça bilenir, gönlün duyarlığı şu semtten o semte daima tazelenir. Selim ileri, İstanbul Kitaplığının beşinci cildi İstanbul Lâle ile Sümbürde romanlarda, şarkılarda, filmlerde kalmış o kente, artık hayal İstanbul'a götürüyor bizi, büyülü bir yolculuğa davet ediyor.
115 TL.
Mevsimin ışıklarına, renklerine, saatlerine nasıl açılacağımı çok düşünmüştüm. 1950lerin İstanbulundaki sonbaharlar ağır basıyordu herhalde, çocukluğun sonbahar mevsimleri. Daima yaprak dökümleri, yağmurlar, taş havuzların yaz boyu kirlenmiş suları, yosun, çamur ve batak geliyordu gözümün önüne. Daima akik, topaz ve yakut. Selim İleri, İstanbul Kitaplığının dördüncü cildi İstanbul Hatıralar Kolonyasında romanlarda, şarkılarda, filmlerde kalmış o kente, artık hayal İstanbula götürüyor bizi, büyülü bir yolc
115 TL.
Tükendi
Bukowski, 60lar ve 70lerin başında kendi gibi teksir makinesi kullanan şairleri tanımlamak için Meat şairleri diye bir terim uydurdu Meat şairleri için hiçbir şey kutsal değildi. Şiir her şeyden oluşurdu: düzüşmek, küfür, uyuşturucu, ırk ve hapishane, hepsi aynıydı. Bukowski önderliğindeki Meat şairlerinin amacı, şiir dilini gevşetmek idi. İçerik biçimden önce geliyordu. Bizim bildiğimiz anlamdaki uyak ve ölçü küçümseniyor, önemsenmiyordu. Hala yüzlerce şair, efendi Bukowskiyi taklit etmektedir. Buna rağmen
20 TL.
Tükendi
Ben Beyrut. Adı Beyrut olan bir kent. Günlüklerimi yazıyor ve intihar etmeden önce size gönderiyorum. Bu, kalkıştığım beşinci intihar. İlk dördünde, son anda kurtardılar beni; içtiğim Demol hafif gelmişti çünkü. Aralarda bedevi / aşiretlerin bulunduğu kabileler ölümüm yaklaştı. Çünkü satın aldığım Demol bir kenti öldürmeye yeter. Bana zehri satan nöbetçi eczacı öyle söyledi; bir de adını anmamamı istedi benden. Çünkü kendisi tarafsız bölgede duruyor, oysa Demol le ölenlerin hepsi hizipçi. Ve onun dostları..
94 TL.
Tükendi
Elinde keser sapı ile sap gibi ortada kalmak istemiyorsan, sevişmenin altın kurallarını bileceksin! Zeus Erkeklerin sevişebilme süresi, ortalama bir buçuk dakikadır. Afrodit Yıllanmış şarap nasıl damakta lezzet, ruhta şehvet uyandırırsa; yıllanmış sevgili de yatakta şerbet, dudakta lezzet, ruhta ebediyettir. Ömer Hayyam Erkekler, biz kadınlara bahşedilmiş hediyelerdir. Cleopatra Bir kadına gidiyorsan, yanına kamçını almayı unutma. Nietzsche Cinsel eğilimlerin temeli hazdır. Freud Sevişmeyi uzun tutmak ve
9.26 TL.
Tükendi
Her şeye rağmen, bu ismin zihinsel yaşamımda tutmuş olduğu tüm yeri, şair-yazarın eskiden bende uyandırmış olduğu tüm coşkuyu, ona borçlu olduğum tüm sanatsal zevkleri, zihinsel mutluluğu ancak bu ölümün haberini okuduktan sonra anladım. Bu sözcüklerin her birini isteyerek yazıyorum çünkü bütün bunlar edebi gerçekliktir. *** Hiçbir şekilde George Sandla ilgili bir eleştiri makalesi yazma niyetine sahip değilim. Sadece, halen taze olan mezarının üzerine birkaç elveda sözcüğü yazmak istiyorum.
55 TL.
Tükendi
Huzursuz bir kuş olmasaydı yürek, belki çok daha uzun sürerdi ömrümüz ama daha az yaşardık. Bunca cinayet işlenmezdi o zaman, bu kadar çok roman yazılmazdı. Efendilik taslayanlar tepemizden hiç eksilmese de kimin sevinciyle sevinip kimin kahrını hayatının harcı yapacağına kendince karar vermiş bir yüreğin çırpınışı kolay dinmiyor. Arzu dediğimiz şey bu kadar asi, bu denli başına buyruk olmasa, tazecikken bizi döktükleri o kalıpların içinde katılaşıp kalırdık herhalde. Taşmazdık, akmazdık, kanamazdık. Yüreği
125 TL.
Tükendi
Bir Şehir, Bir Kabadayı, Bir Mafya Babası... Hadi Özcan İstanbuldan çıkmış bir mafya babası olmadığı için, yeraltı dünyasının diğer isimleri kadar ilgi görmedi. Oysa Hadi Özcan çeteler arası hesaplaşma gibi küçük boyutlu bir tespitin ötesinde yakın bir ilgiyi hak ediyordu. Kocaeli çetesi yerel boyutlu bir tanımlamanın ötesinde ilişkilerin içinde bulunan bir yapılanmaydı. Basına zaman zaman Susurluk raporu gibi bazı devlet raporlarına girse de Özcanın yolu seksenli yılların sonundan başlayarak doksanlı yı
25 TL.
Tükendi
VAROLMAK KORKUNÇTUR. 21. Yüzyıl mı? Öylece uzaklaşın, beytambal kalsın ya da Kıbrıslılar'ın ağızıyla galsın - Pilatus gibi elinizi yıkayın ve bu cinayete hiç bulaşamayın. İçinde bulunduğumuz bu safsata çağında ne olgular yerli yerinde, ne de tanımlar. Herşey allak bullak olmuş durumda. Şimdi bu işe küfretmek için önce modernizm sıkıntısını tartışmak gerekecek. Hani şu Aydınlanma ile kendi aklını kullanarak, özgürleşmeye başlayan insanın serüveni var ya. 21. Yüzyıl'a gelene kadar, defalarca o özgür aklınca
6.94 TL.
Tükendi
Gece bir dildir İstanbulda. Ay ve güneş onun ipeğini dokumak için yarışırlar. Suya inen mehtapta, Ramazan gecelerinin manevi havasında bu dilin fısıltıları duyulur. Bazen tutuşan camlarda, bazen de fener ve mahya alaylarında şiire döner o dil. Mahrem olanla aşikâr olan kol kola girip sokakları dolaşırlar. Eski şairlerin rüyalarını dolduran gece, yeni şairlerin kâbusuna da dönüşür. Romancı ise bir elmas yağmurunun rüyasını görür onda. Beşir Ayvazoğlu bütün rüyaların yatağı olan geceye İstanbul'dan bakıyor bu
100 TL.
Tükendi
Hayır, bu seferki masal değil... Ben, akşamlardan bir akşamı anlatacağım şimdi sana. Bize dair bir akşamı... Ve sen inanacaksın. Söz ver... Bu bizmişiz, ikimiz. Yanı başımdaymışsın, sesinle, sözünle, o güzel gülüşünle. Ben senin kahkahalarını saçlarıma takıyormuşum birer birer. Sen saçlarımı okşadıkça, avuçlarına kırmızı güller ve yeşil yapraklar düşüyormuş. Hayır, bu seferki masal değil. Aşk bu gece ayrılığı değil, vuslatı çağırıyor o gür sesiyle. Ancak kavuşmanın kudreti yenebilir o büyük devi. Devler sa
9.26 TL.
Tükendi
 %  5
Sıradana Övgü
Sıradanı anlamak ve anlatabilmek Öykü, roman, şiir sıradan şeyler aslında. O kadar sıradan ki kanlı canlı halleri, her gün sayısız kez tekrarlanıyor. Bir adam işini kaybediyor, bir kadın kocasını aldatıyor, iki komşu kavga ediyor. Yazabilene bunların tümü öyküdür. Farklı türlerdeki yapıtlarıyla edebiyatımızda kendine özgü bir yer edinen Toprak Işık, Sıradana Övgü adlı kitabıyla başta yazar adayları ve edebiyat eleştirmenleri olmak üzere edebiyata gönül vermiş her yaştan okura edebi bir şölen vadediyor. Öykü
75.05 TL. 79 TL.
 %  5
Duvarların Dışında
Edebiyatımızın en üretken ve en renkli yazarlarından biri olan Adalet Ağaoğlu'ndan, topluma karşı hissettiği sorumluluk duygusu, sorgulama dürtüsü, günün meseleleri ile yakından ilgilenmesi ve kendi kişiliğindeki muhalif damarın kışkırtmasıyla ortaya çıkan bir kitap; Duvarların Dışında. On bölümlük bir dizi halinde, Milliyet Gazetesi'nde 3 Mart - 12 Mart 1988 tarihleri arasında yayınlanan ve 1980 darbesinden sonraki toplumsal sessizlik içinde, tutuklu ailelerinin cezaevi kapılarında çektikleri çileler ve g
8.8 TL. 9.26 TL.
Tükendi
Kendi kendine yaşarsan, sevgiliyle değil de hayalinde evlenirsen onunla, sonun kaçınılmaz oluyormuş. Şunu da anlamış bulunuyordum ki kimse kusursuz değilmiş. Görmek istediğimizle gördüğümüz aynı olmayabiliyormuş. ................... Düşün hasta olmayan birini. Ne başı ağrıyor ne de dişi. Hastanenin önünden geçerken biri, hastasın diye tuttu elini. Ne olup bittiğini anlayamadan ameliyat masasında buldu kendini. Karar verildi. Çıkarılacaktı yerinden kalbi. Uyuşturmadan attılar neşteri. Bağırta bağırta aldı
9.26 TL.
Tükendi
Dilimiz yaşamla kurduğumuz ilişkinin yansıması olduğu için, dilimize gösterdiğimiz özen kadar özen gösteriyoruz yaşamımıza da. Dilimizi kullanabildiğimiz kadar düşünebiliyor, dilimizi koruyabildiğimiz kadar kendimizi de tutarlı bir bütün olarak koruyabiliyoruz. Üstünde durmadan, hoyratça kullandığımız dil, yaşamımızı çoraklaştırıyor, çölleştiriyor. Hiçbir zaman derinine inemediğimiz, üstümüzde iğreti duran bireyliklerimizle, gitgide anonim bir karmaşaya dönüşüyoruz. Bu tuhaf olamamak halinden kurtulabilmemi
19 TL.
Tükendi
Toplam 411 kayıt bulunmuştur Gösterilen 340-360 / Aktif Sayfa : 18