Elinizdeki bu eserin şerhi olan iki nüshası kütüphanemde bulunmaktadır. Bunlardan birincisi hicri 1297(miladi, 1879) tarihlidir ve Davud el-Karsi'nin şerhidir. Ötekisi de hicri 1318 (miladi, 1900) tarihlidir. Bu da Davud el-Kasri'nin tahrif edilmiş olan baskısıdır. Bu ikinci nüshada, Kaside-i Nuniye'nin iki adet şerhi buunmaktadır. Bu şerhlerden biri, yine Davud el-Karsi'ye aittir ve fakat eser üzerinde oynama yapılmıştır. Birinci nüshada yer alan Tasavvufu, şeyhleri tenkit eden bilgiler çıkarılmış ve ese

Fetvalar, halkın aydın zümreye, en hususî hallerine kadar ve bütün samimiyetleriyle sordukları hayattan mes'eleleri ve onların İslâm esaslarına göre verdikleri aydınlatıcı cevapları ihtiva etmektedir. Bu bakımdan fetvalar, gerek tarih ve gerekse halk bilgisi tedkiklerinde, ihmâli mümkün olmayan kaynak durumundadırlar. Devrin hayatını aksettirmesi bakımından ise: O günün bir nevi nazarî mahkeme kararları olan ve vak'alarm da zikr olunduğu fetvalarda, her çeşit hâdisenin görüleceği şüphesizdir. Üstelik, İlâhi

Yollar vardır kavuşturan... Yollar vardır özlemleri tutuşturan... Yollar vardır çöl sanırsınız, kum sanırsınız; sanırsınız ki, topuklarınız yarılacak yangınlardan, çatlayacak kum taneleri. Sanırsınız ki, uçsuz bucaksız kavuran çöllerde kaybolup gideceksiniz, seraplara koşup yorulacaksınız... Bizim yolumuz böyle mi olacaktı? Gidiyorduk...

İslam Davetinin Esasları kitabı İslam dini ve onun mümtaz kurumları hakkında doyurucu bilgi içermekte ve ona muhatap olan mü'minlerin durumuna bir bütün olarak yaklaşmaktadır. Bu bakımdan eser; İslam dini nedir, müslüman kimdir, sorumlulukları nelerdir, İslam'ın oluşturduğu kurumlar ve işlevleri nelerdir? sorularına cevap teşkil etmektedir. Kitapta bu konu, Kendisine davet edilen İslam dini, Bu dine davet eden davetçi, İslam'a davet edilenler ve Sünnette sabit olan davet, vasıta ve üslupları olarak dörde

Geçtiğimiz yüzyılda sanayileşmiş Batı Avrupa ülkelerinde ortaya çıkan iş gücü ihtiyacı, diğer ülkelerden işçilerin buraya akın etmesini tetiklemiştir. Meydana gelen bu göç dalgası, çok farklı dil, din ve kültüre sahip kitlelerin bir arada yaşamasını zorunlu kılmış ve entegrasyon - asimilasyon tartışmalarını beraberinde getirmiştir. Birey, aile veya topluluk halinde Batı Avrupada yaşayan Müslümanların, ilk nesilden dördüncü nesle kadar kişilik, eğitim, dil, dışlanmışlık, millî ve dinî değerleri koruma gibi b

Küresel fikir hareketleri, toplumsal beklentiler, siyasi baskı ve gelişmeler, eğitim düzeyimizi ve birmek bilmeyen insani zaaflarımız, Kur'an'a ilişkin tasavvur biçimimizi, toplumsal ve bireysel düzlemde sürekli dönüştürmektedir. Kur'an tasavvurumuz, yakın tarihimizde bu kadar çok dönüştü ve çeşitlendi ise, daha öncesine uzanan yüzlerce yıl boyunca acaba hiç değişmemiş midir? Peki herhangi bir dönemde bireyler üstü (bir toplum veya gruba ait) ortak bir Kur'an tasavvurundan söz edebilirmiyiz? Eğer böyle bir

Nûr Sûresi 36.ayete göre, Allah'ın adının çokça anıldığı evleri Allah derecelerle terfi ettirir. Bu çalışma birer iman yurdu, Kâbe'nin birer şubesi olan mü'minlerin Ev Okulları'nda, Kur'ân halkalarında yaşanarak ortaya çıkmıştır. Çalışmanın ana hedefi Kur'ân diliyle mü'minlerin temel özellikle­rini incelemektir. Kur'ân'ın hiçbir kalıba sığdırılamayacağı, tam ola­rak tasnif edilemeyeceği gerçeğinin farkında olmakla birlikte, çalışmamızda konulu tasnif yöntemini tercih edilmiştir. Ayrıca, emir ve nehiy ifade

Elinizdeki kitap, insan ve insanın kaderini belirleyen imkan ve şartların ne olduğuna dairdir. İmkan ve şartlar özelde insanın genelde Allahın dışındaki bütün varlıkların içinde bulunduğu zaman ve mekandır. Zamanın ve mekanın tanınması, insanı kuşatan ve her türlü faaliyetinin zeminini oluşturan şartların bilinmesi; insanın tanınması da, sorumluluğuna verilen imkanların farkına varılmasıdır. Bunların bir bütün olarak ele alınması ise, insanın ve kaderinin zihnen kavranması ve anlaşılır hale gelmesidir. Bu m

Tebliğ ve irşad çalışmaları en sevaplı çalışmalardır. Peygamberlerin ve mürşid-i kâmillerin en mühim işi insanlara hakkı öğretmek, bâtıldan sakındırmak. Allah'ın sevdiği ve razı olduğu doğru yolu göstermek olmuştur. İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak görevi mü'minler olarak hepimizin görevidir. Elinizdeki kitap, muhterem Şahver Çelikoğlu Hanımefendi'nin bu duygularla Eskişehir'deki mahalli radyolarda 1994 yılında yapmış olduğu çeşitli konuşmalardan hazırlanmıştır. Konuşmalarda önce güzel ahlâkın önemi

Hz. Peygamber (s.a.v)'in yolumuzu aydınlatan sözlerinden ve uygulamalarından bir demet bulacağınız bu kitapta, toplumun temel taşı olan aile için en önemli unsuru teşkil eden hanımların örnek alması gereken prensipler anlatılmaktadır. Ehl-i beytin seçkin hanımlarının yaşantılarından örneklerle günümüz hanımlarına ışık tutacak nasihatler güzel bir üslupla aktarılmıştır.

Cenneti arzulayan mü'min, nefsinin idaresini elinde tutmaya ve onu arındırmaya önem veren mü'mindir. Ancak bazıları bu uğurda nasıl bir yol izleyeceğini bilemez. Bir kısım insanlar onu başıboş bırakır, kendi haline terk ederler, öyle ki, sonunda nefisleri onları helak sınırına getirir. Zira artık onun hükmü altına girmiş, onun emirlerini tutar, onun yasaklarından kaçınır olmuşlardır..

İslam'ı yeniden-düşünme veya yeniden-inşa etme projesinin yüzleşmeye çalıştığı düşünce birikimi, İslam'ın siyasi bir varlık ve bir imparatorluk olduğu çağ şeklindeki bir galibiyetçi / muzaffer ideoloji üzerine kuruludur. Bu entelektüel mirasa üstünkörü bir bakış, bu imparatorluk ideolojisinin kelama, fıkha, ahlaka nasıl nüfuz ettiğini ve hiyerarşiyi öne süren bir dünya görüşünü benimsediğini gösterecektir. İslam'ın milyonlarca takipçisinin hüsranına hüsran katan şey, bu zaferci akide ve dünya görüşünün, ken

Bu kitabımızda halka kendi dilek ve ihtiyacını, üzüntü ve dertlerini dua yolu ile Allah Resulü`ne yalvararak, bağlanarak ve iyi bir insan olarak nasıl elde edebileceğini elimizden geldiği ve dilimizin döndüğü kadar anlatmaya çalıştık. Eğer muvaffak olabilirsem kendimi bahtiyar telakki eder ve siz sayın okuyucularımızın da benim hakkımda hayır dualarını rica ederim. Mustafa İloğlu Nasıl muvaffak olunur? Ebced hakkında Güneşin hangi burçta olduğunu tayin etme usulü Arabi ayların başlangıçlarını ta

Emsile Bina Maksud İzzi Kadim islam medeniyetimizin lisanı bilindiği üzere arapçadır. Yüce Kur'an-ı Kerim Arapça lisan üzere nazil olmuş, insanların maddi manevi hastalıklarına şifa olmuştur. Mukaddes kitabımız sadece Arap yarımadasına inen bir kitap değil, bilakis bütün kainata inmiş, toplumların "telakki bil kabul" ettiği değerler üstü manevi bir hikmet huzmesidir. Birçok toplum, Kur'an-ı Kerim'in eşsiz tesiri altında etkilenmiş, Rahman'ın hidayetine mazhar olmuşlardır. Bununla birlikte bu hidayet'in ehe

Bilinmektedir ki, her ilmin elde etme yöntemi, usûl ve adâbı vardır. İlim şphesiz ki kitaplardan değil ehlinden alınır. Bekr. b. Abdullah Ebû Zeydin Hilyetu Tâlibil-İlm (İlim talebesinin süsü) adlı bu küçük hacimli çalışması, faydalı eserlerden olması, içerdiği ve böylesi hacimdeki bir başka eserde bulunmayan; ilim talebi usûlleri, ahlak kuralları, değerli yönlendirme ve uyarılar bakımından hiçbir ilim talebesinin vazgeçemeyeceği bir eser olması nedeniyle ilim talebinde bulunan kardeşlerimiz için aydınlatı

Çocuk dünyasına sohbet üslubuyla hitap edecek tarzda kaleme alınmıştır. Konuların akışı içinde İslâmi kavramların açıklanmasının yanısıra; Allah (c.c) sevgisi, Kur'ân-ı Kerîm sevgisi, Peygamber (a.s) ve Ashâb-ı Kiram sevgisi gibi sevgiden kaynaklanan değerlerin vurgulanmasına özen gösterilmiştir. Yaş ve algı düzeyleri itibariyle çocukların kavramakta güçlük çekebilecekleri teferruattan kaçınılmıştır. 6-12 yay grubu çocuklar için.